Kaptanın seyir güncesi, 02/11/2009
Hala Hollanda’dayım. Dün itibarı ile üniversite ile olan kontratım, buna bağlı olan oturma iznim ve ona bağlı olan askerlik tehir hakkım sona ermiş durumda. TUDelft beni ziyaretçi statüsünde alıp, göçmen bürosuna oturma iznimin 6 ay daha uzatılması için başvurdu. Oturma izni bittikten sonra ülkeyi terk etmek için 1 ay daha süre tanınıyor.
21 Ekim itibarı ile İspanya’dan oturma iznim (oturma iznimin onaylandığına dair belge) geldi. Tek yapmam gereken İspanya Konsolosluğu’ndan vize almak. Vize almaya gittiğimde iki belge daha istediler: buradan ve Türkiye’den sabıka kayıtlarım ve sağlık raporu. Oturma izninin onaylanması için 15 Kasım’a kadar vize başvurusunda bulunmuş olmam gerekiyor, buradaki sabıka kaydı 2 ile 3 hafta arasında veriliyormuş ve bu 22. madde bir hafta boyunca bütün içimi kararttıysa da, sağolsun konsolosluğun “şimdi başvurup, sabıka kaydını sonradan alınca verebilirsiniz” açıklaması yüreğime su serpti.
Bengü ile Ece geçen çarşamba Türkiye’ye döndüler. Bengü de orada uğraşıyor istenen evraklar için.
Bugün, sağlık merkezinden sağlık raporumu aldım : “İlgili kişi sağlıklıdır” (nokta) Sordum test filan yapmayacak mısınız diye, ne testi istiyorsunuz dediler. Resmileştirmek için (Lahey Apostili) notere gittim, “doktorun buraya gelmesi gerek” dediler, yerel mahkemeye gittim, “noter bilmiyormuş, İspanyolcaya çevirenin onaylı olması ve imzası gerek” dediler (belgeyi konsolosluktan almıştım ve üzerinde İngilizce ve İspanyolca birlikte yer alıyordu). Sağlık raporunun Türkiye muadilinin “Tam teşekküllü hastaneden alınma rapor” şeklinde epey ağır bir isim tamlaması oluşundan kelli, mecburen şüpheye düştüm, bugün bir de bunun için konsolosluğa mesaj yazacağım (konsoloslukla İspanyolca iletişime geçiyorum, İspanyolca bilen Kolombiyalı bir arkadaş, Fidel sağolsun, her seferinde işini gücünü bırakıp, benim uzun mektuplarımı İspanyolca’ya çeviriyor). Onlar da eğer hala çoktan bıkmamışlarsa, inşallah bana yol gösterecekler. Hollandanın bir bürokrasi ülkesi olmamasından dolayı (1), nüfusun büyük çoğunluğunun serbestçe dolaşım ve çalışım hakkına sahip olmasından dolayı (2), yetkililer bu konularda çok deneyimsiz ve üstelik saflar – gerekliliği anlamıyorlar ve bayağı bir vakti onlara anlatmakla harcıyorsunuz. Sabıka kaydı alma başvurusunda bulunmak üzere elimde konsolosluktan gelen dökümanlarla belediyeye gittim, danışma kapıdan geçirmedi, “bu belgeler yetmez, bizzat konsolosluğun formu damgalayıp imzalaması gerekir” diye. Israr ettim, yok dedi. Internetten arayıp buldum onların haksız olduğunu, çıktısını aldım ertesi gün göstereyim diye, sabahına Hollandalı bir arkadaşla karşılaştım, durumu anlattım, o da ben bir bakayım deyip elimdeki belgeleri inceleyince, danışmadaki adamın aynısı oluverdi. Çaresiz konsolosluğu arattım, oradaki yetkiliyle 20 dakika konuştuktan sonra, şaşkınlık içerisinde o belgelerin yeterli olduğunu ve ayrıca her türlü belgeyi İspanyolca’ya çevirtmemin gerekli olduğunu öğrendiğini belirtti ki iki söylediği şeyi de ben zaten biliyordum ama Hollandalılar böyle işlemlere muhatap olmadıklarından kafaları almıyor. Ertesi gün belediyede çok ısrar ettim, danışmadaki adam da “madem inanmıyorsun, geç de gör gününü” deyip sıra numarası lütfetti, işimi hallettim ama 1 gün kaybetmiş oldum (sinirleri saymıyorum).
İşler böyle gitmeye çalışıyor. En kötü senaryo mu? Bir bakalım:
İspanyol konsolosluğu’ndan vize çıkar ama onu almaya gidecek bir Emre yoktur çünkü Hollanda’daki üniversitesinin Hollandalı makamlara yaptığı oturma izni uzatma başvurusu reddedilmiştir ve ay sonu gelmiştir ve Emre yurda dönüp, silah altına alınmıştır bile.
Pardon, en kötü senaryo galiba İspanyol Konsolosluğu’ndan vize çıkmaması / benim gerekli belgeleri -bir türlü istenen şekilde toplayamamamdan ötürü- bir türlü başvuramam filan oluyor sanırım.
Sağolsun Selma’nın da hatırlattığı üzere, 2.5 sene öncesinde de rica ettiğim üzere, bir kez daha,
Lütfen, çok acil bir işiniz yoksa benim için dua ediniz / pozitif şeyler düşününüz / şarkılar söyleyiniz..
Oy oy oy… — Kolay gelsin vallahi, okuyunca bir haller oldu bana oturduğum yerde, seni düşünemiyorum bile 🙁
tey tey — Sagolasin Caglar, ya bu isler niye boyle “ya hep ya hic” ve dahi ille de belirsiz olmak zorunda?.. 8(
hmm… — Kolay gelsin, ben de halloldu diye seviniyordum, Bengü’den duyunca afalladım.
Benim dua konusunda teknik eksikliğimden muhtemelen pek iş çıkmaz ama, iyi dileklerim seninle.