Siz okuyucularımdan sık sık size aşkı tarif etmemi isteyen mektuplar almıyor değilim. Bu yüzden, buyrun size aşk nasıl bir şeydir 101 (resme klikleyince korkunç bir canavar çıkıp arka planda da bir çığlık atılıyor):
Ben Bone‘u bilmiyordum, aslan kayınço Brian sayesinde haberim oldu, ne zamandır öyle duruyor, okunacağı günü bekliyordu. Dün yenilerinin geleceğinin haberini alınca, bugün de okuldan erken kaytarınca okumaya başladım, az evvel de az yukarıdaki yere geldim, mutlu oldum, paylaşayım istedim (adım Sururi, 28 yaşındayım, bekarım. -Ben dondurma olsam, sence neli dondurma olurdum, 2 numaralı yarışmacı söylesin. -Nurseli İdiz anlamsızca şuh bir kahkaha (daha) atar-).
Başlıksız — Çikolatalı.
Başlıksız — Yeme bizi, 28’miş…
peki. — tamam. 24 olsun o zaman ama bir hafta bile daha aşağı inmem.
bitti bone (spoiler) — == spoiler ==
ben olsam kalırdım (spoiled love / ya da therapy?’nin deyişiyle: there’s nothing darker than a love gone sour..)
ha peki beğendim mi Bone’u? not enough.. sorry.