Bugün, sunucuyu emektar IBM PIII’den geçici olarak gelen bir başka bilgisayara kaydırdım. MySQL yine beni ağlattı sağolsun ama sonunda halledebildim taşınma işini – yine de bir gariplik sezerseniz lütfen bildirin.. Bir de “mail()” komutu epey bir bağırdı, “mesaj gönderemiyorum!” diye, aradım taradım, firewall ayarlarına baktım, bir şey bulamadım (o bilgisayara kurduğum posta sunucusu ((Mercury – R.I.P))da dışarıya atamıyordu, pes etmiştim) neden sonradır ki McAfee’nin 25 portunu kendine vazife bilip kapattığını keşfettim.
Her seferinde sunucu kurarken (ki bu çok sık yaptığım bir şey değil), aynı sorunlarla tekrar tekrar karşılaşıp, yeni baştan çözüyorum (Apache php’yi beğenmez, onu halledersin, MySQL güncellediği tarih formatından dolayı patlar, eski versiyona dönersin tekrar, LDAP desteği bir türlü çalışmaz (gerçi şu anda kullandığım PHP’de varsayılan olarak destekleniyor), o da bitti, php ODBC’yi kullanamaz (bunun da hack’ini buldum internetten: ağ yolunu mapped drive olarak tanıtmak yerine, doğrudan registry’den network adresi yazılacak!)…
Patron’un “Linux’a geç, hiçbir sorunun kalmaz!” mealinde bir yorum yazdığını görür gibiyim. Ama Linux daha da zorluyor beni. Tamam, Pardus geldi, PiSi coşturdu ama yine de kafam patlıyor, anlamıyorum, beceremiyorum. Bir “Program Files” diye bir klasörün olmayışı beni darmadağın ediyor. Hımm.. yine de belki PiSi. Onur Tolga Şehitoğlu’nun çok güzel bir yazısı vardı geçende, özgür yazılımların Windows’a port edilmesinin artılarını ve eksilerini tartarken özgür yazılımların Windows’da mevcudiyetinin insanları Linux’a geçmek konusunda tembelleştirdiğinden dem vuruyordu ki, kesinlikle hem fikirim. Apache’nin, PHP’nin, MySQL’in, hele de VIM’in, hatta OpenSSH’ın olmadığı bir işletim sisteminden arkama bakmadan kaçardım herhalde.. 8)
Vaktiyle siyahlar, RAP dinleyen beyazlar için “suçlu dinleyici” tanımını kullanıyorlardı, ben de onun gibi bir şeyim işte. Bu vesileyle, bütün Linux camiasına sevgilerimi gönderirim, kalbim sizinle!
Gürer’e Hamiş: Gürer Bey, bir gelin hele Ankara’ya da, Pardus’umun masaüstünde sizi hasretle bekleyen bir “Gürer-san.txt” dosyam var, tanışmak istiyorrr.. 8)
linux’de program files — /usr ya da /opt.
http://en.wikipedia.org/wiki/Filesystem_Hierarchy_Standard
Linux — Hmm evet. Beni linux’un multimedya zayifligi itiyor. Yakinlarda ubuntu filan kurmak istiyorum, iyi diyorlar.
Linux’un LAMP konusunda soyle bir avantaji var, ODBC kullanmak gerekmiyor.
Google web ortaminda calisan programlarin sayisini arttirdikca windowsun onemi azaliyor. Gun gelecek birisine is yerinde bir dokuman yazmak icin word’u degil writely’i acacagiz (belki) ve linux, windows, bsd, osx ne kullandigimiz fark etmeyecak. Onemli olan program bollugu degil isletim sistemi kalitesi olacak. Bu konuda linux’u windows’a tercih ederim.
Unuttugun kilit acik yazilimlara eklemek istiyorum: emacs (vim ne? program mi?), firefox, thunderbird, open office.
vs. 8) —
2. maddeye dikiz! 8)
Thunderbird benim aklımda klasörleri istediğin şekilde sıralaYAMAdığın bir email programı olarak kalmış, yalan mı? 8P Bir de kod tablolarında saçımı başımı yoldurmuştu bana vaktiyle… Yıllardır The Bat! kullanıyordum, makinede hem windows, hem de linux yüklü olunca, ortak FAT32 partition’a T-Bird kurmuştum, ama iki ay boyunca çektiğim T-Bird sıkıntısından sonra kaçar gibi tekrar The Bat!’e döndüm, özür diledim.. FireFox desen, efsanevi ilk yükleme süresiyle gönlümde hoş(!) bir yer edinmiştir. Şimdi bir takım aklıevveller çıkıp da “ama IE Windows’a entegre, o yüzden çot diye açılıyor, FF her şeyi baştan yüklemek zorunda bırakılıyor…” demesin pls, Linux ortamında da gördük cengaverinizi.. Ayrıca FF’e bir Anti-Alias sorun bakalım, ne diyor?.. 8) OpenOffice’e laf söyleyemem ama bak, adamlar hakikaten çok temiz ve iyi bir iş çıkartıyorlar.. Bana gelince, daha evvel de söylediğim gibi, Linux’a kesinlikle karşı değilim, şu anda Linux kullanmıyor oluşum safi benim becereksizliğimden.. Emacs demişsin, ama çıkartamadım… Sanırım bir flash oyunuydu, 7. level’a gelmiş idim.. 8P 8))
atasözü — FF, TB (TB or not TB der, greg pazarlamayı anarım) gibi programlar değil, işletim sistemi kalitesi önemli olan.. senin gibi adam da kafasında bu yapıyı gayet güzel dönüştürür, adapte olur, misler gibi kullanır da.. geline niye oynamıyorsun diye sormuşlar, yerim dar demiş.. hatırladın mı? :-p
hamiş: multimedya desteği windowsla kıyaslanmaz bile, windows ne ki o konuda? biraz eskide kalmışız, yeniden bakalım, yenilikleri takip edelim… 🙂