Hakikaten özlemişim. Hasret bitti. 8)
Clerks II
Hakikaten özlemişim. Hasret bitti. 8)
tekrar et, bugün günlerden cuma…
Tabii duvardan bahsedip Hedwig’den bahsetmemek olmaz (ve Roland Barthes’ın dediği gibi: Bir hadım hikayesi bedeli ödenmeden anlatılamaz.)
I was born on the other side
Of a town ripped in two I made it over the great divide Now I’m coming for you Enemies and adversaries I rose from off of the doctor’s slab Enemies and adversaries On August 13, 1961, There ain’t much of a difference Enemies and adversaries John Cameron Mitchell & Stephen Trask, |
There is no pain, you are receding.
A distant ship’s smoke on the horizon. You are only coming through in waves. Your lips move, but I can’t hear what you’re saying. |
Okuldayım. Uykusuzum. Bir yandan programa devam etmeye çalışıyorum, bir yandan Pink Floyd’dan Wall yüzüme dalgalarla gelip çarpıyor. (bu esnada görüntüler gidip gelir: eski bir kız arkadaş, emekli bir albay, bir isviçre çakısı, okullarına giden öğrenciler, bir uçak, gandhi filmindeki gandhi’nin öldürülüş sahnesi…
In the flesh bütün görkemiyle tekrar sahne aldı işte. Yüksek ateşli bir hastalık geçiriyora eşdeğer bir ruh hali var üzerimde. Sahi.
When I was a child, I caught a fleeting glimpse
Out of the corner of my eye. I turned to look, but it was gone. I cannot put my finger on it now. The child has grown, the dream is gone. |
Sonuç? Sonuç aynı, diğer-pek-çok-şey‘le birlikte, Pink Floyd da yasaklanmalı. Evet. Refahımız için buna (da) mecburuz.
ya da dokuz dakika rötarla da olsa hepipörtdey löker! 8)
From: Emre Tasci
To: All Konu: 8 mart – hitnet yoluyla baslayan arkadasliklar gunum. Tarih: 1999-03-07 22:54:28 Mesaj ——————————————————————————–
@MSGID: 8:100/149.0 36e2e774 hitnet sayesinde tanistigim pek cok arkadasimin yani sira, dort kisi var ki, […] kansu’larin evinde o geceki zirvede tanistigim bir adam daha var, o gunden ben kansu’larin evine gittigimde, korayloker gelmemisti henuz ve hatirladigim neyse, sonra kansu’nun kapisi caldi (ya, yoksa ev kansu’nun degil miydi?), ve ama sonra, hele de mustafa ile son gidisimizde, koray’laydik ve koray, koray sonsuz bir umit ve tum diger iyi seylerin deposu. depo yanlis bir tanim koray’in istanbul’a bu en son gelisinde, nargile zirve yapmistik hani, iste o ertesi gun geldiginde (pazar) cebimde bir milyon kadar bir para vardi ve saat 1.50 olup, ben ciktigimda annemler halen gelmemisti. kadikoy’e 2.40 gibi varabildim. yagmur yagiyordu. koray beni hala bekliyordu. koray’in yaninda huzunlenmek imkansizdir neredeyse. yahut da soyle diyelim: o gun koray’la cok guzel bir gun gecirdik, ha, bir de, bulustugumuzda ilk koray o aksam emir’lerde kalacakti. bizim evde dayimlar ve anneannemler vardi. adamin yaninda huzun’un h’si bile kalmiyor. adami haydarpasa gari gibi bendeki […] … acIlARINdan baskA konacAk YerI oLmayan BIr aDa marTISISIN sEN.. FD |
From: Koray Loker
To: All Konu: merhaba Tarih: 1996-05-19 00:53:55 Mesaj ——————————————————————————–
Merhaba ben amator olarak yazıyorum.Her tur edebiyat tartismalari icin
… Backup not found: (A)bort (R)etry (S)lap nearest innocent bystander. |
Ayrıca bkz. Rambo’yu askere almışlar
Perşembe gecesi İzmir’e gitmek üzere ayrıldığım Ankara’ya, dün sabah itibarı ile döndüm. İzmir’de çok güzel bir gün geçirdim, nicedir görmediğim akrabalarımla görüştüm, dahası daha evvel hiç görmediğim akrabalarımla da tanıştım. Yengemi iyi gördüm çok şükür – acıları, ağrıları sürüyor olsa da, beklediğimden çok daha iyiydi. İyileşme sürecine girmiş gibi görünüyordu. Oradayken Halet Ağabeyler, Süreyya Ablalar sağolsunlar, hepsi de çok ilgililerdi (İzmir’de görüştüğüm akrabalar aşağıdaki soyağacı detayından takip edilebilir. Renk kodlamasında lacivert çizgili olanlar görüşme olanağı bulduğum akrabalarım).
Otogarda beni Halet Ağabey karşıladı. Annem de onunla gelmek istemiş ama Halet Ağabey beni tanıyabileceğini, annemin gelmesine gerek olmadığını söylemiş. Halet Ağabey’i en son 4 sene evvel, onlar İstanbul’da iken görmüştüm. Bu görüşümde bıyık bırakmış, hem Murat Dayıma hem de Levent Dayıma benzemiş. Eve gelince bunu Bengü’ye söylediğimde, sonuçta Levent Dayımın kendi dayısı olan Murat Dayıma benzemesinin normal olduğu yolunda oldukça mantıklı bir yorumda bulundu. E doğal olarak, Halet Ağabeyin de babasına benziyor olması çok normal. 8) Otogardan Halet Ağabeylerin evine gittik Bornova’ya, annem orada kalıyordu. Orada da Öznur Abla ile Feyza ile görüştük, Feyza iki adım ötedeki Ege Üniversitesi’nde İngiliz Dili ve Edebiyatı’nda okuyor, kardeşi Murat ise lise sonda üniversiteye hazırlanıyor. Murat ben gittiğimde okulda idi. Orada kahvaltımızı yaptıktan sonra, yakında oturan Süreyya Ablalara gittik, Hanife Yengem de orada yatıyordu. Bir gün önce, Süreyya Abla’nın oğlu Serkan boğazından rahatsızlanmış, operasyon geçirmiş, ben gittiğimde hastanedeydi, onunla tanışamadım. Süreyya Abla ile eşi Sıtkı Ağabey de İzmir’de görüştüğüm diğer akrabalar gibi, çok candandılar, sağolsunlar bilemediler ne yapsınlar. Yengemle de görüştükten sonra, annem biraz rahatsızdı (herhalde yazmadım, annem de bir gün önce İstanbul’dan İzmir’e gelmişti, o pazartesi dönecek), onu hastaneye götürüp bir baktırdık, ciddi bir şey değilmiş neyse ki. Hastaneden çıktıktan sonra, Halet Ağabey ve Öznur Abla bize İzmir’i gezdirdi: Kordon, Konak, sonra Hisarönü’nde, daracık sokakların meydanlarda buluştuğu, güzel bir yere gittik ([[Kızlarağası Hanı]]), orada bir şeyler yiyip, içtik. Buradan tekrar Süreyya Ablalara döndük, Sıtkı Ağabey Bengü için hemen oracıkta çok güzel bir çift küpe yaptı sağolsun. Akşama Sıtkı Ağabey’in oğlu Servet Ağabey, eşi ve kızları İdil’le geldiler, onlarla da tanışmış oldum – Murat da sonradan bize katıldı. Dönüş saatim yaklaşınca da sağolsunlar, Servet Ağabeyler beni otogara bıraktılar. Sorunsuz bir yolculuğun ardından sabah 6 gibi Ankara’ya ayak bastım. İşte İzmir’de geçirdiğim güzel bir günün özeti. 8)