Dün nihayet Murakami’nin Kafka on the Shore‘una başladım. Benden önce Bengü okudu, bitirdi, beğendi, bakalım, biraz yavan başladı desem ayıp olacak ama öyle. 50 yaşındaki adam 15 yaşındaki bir çocuğun ağzından yazmaya kalkınca ve bunu da anlatım biçimine yansıtınca pek parlak olmuyor sonuç.
Nicedir belirteceğim, bu vesileyle yazayım: Murakami’nin kitaplarını The Wind-up Bird Chronicle, Hard-Boiled Wonderland and the End of the World, A Wild Sheep Chase, Dance Dance Dance ve Pinball, 1973 olarak okudum (listede en baştaki ilk okuduğum olarak kronolojik sırada yer alıyorlar). Ama ilginçtir ki, WUBC’ı sanki bir saat evvel okumuş gibiyim ama sonrakileri giderek daha silik hatırlıyorum. Tavsiye edecek olsam WUBC ve HBWEW’i söylerim, belki bir de WSC. Ayrıca hala özlüyorum May Kasahara‘yı.. Az evvel images.google.com’dan şöyle bir arattım, sürpriz Rusya’dan geldi. Hakikaten çok yakışmış:
Kafka on the Shore’da bugün rastladığım bir güzellik ile bitireyim bu girişi de:
Just then Nakata thought he heard a small laugh behind him. He turned and saw, seated on a low concrete wall next to a house, a lovely, slim Siamese looking at him with narrowed eyes.
“Excuse me, but would you by chance be Mr. Nakata?” the Siamese purred. The Siamese was a female, just approaching middle age. She proudly held her tail up straight, and had a collar with a name tag. She had pleasent features and was slim, with not an ounce of extra fat. “Please call me Mimi. The Mimi for La Bohéme. There’s a song about it, too: ‘Si, Mi Chiamano Mimi.'” Haruki Murakami, Kafka on the Shore |
Ses ve Öfke — Murakami’nin kitabındaki bir bölümün, çocuğun gözünden yazılmasına benzer -birkaç gün önce bitirdiğim- Faulkner’ın Ses ve Öfke’sinin ikinci bölümünün zihinsel engelli bir çocuğun (Benj=Benjamin=Bünyamin) dilinden yazılmış olması kitabı okuma süremi uzatmış, hatta bitirmeme fikri bile doğmuştu kafamda. İkinci bölümü bitirdikten sonra işler değişti ve iyi ki okumaya devam etmişim diyebildim bitirdiğimde. Kitabın tamamını Benj’nin dilinden yazılsaydı, kitabı bitirmem yüzyıllar sürebilirdi. Değişik üslup ya da kurgu denenmeli ancak, okuma sürecinde okuyucuyu rahatsız etmemeli ve bir amaca hizmet etmeli. sanki.