Bir aksilik olmaz ise bu gece buradan yola çıkıp, yarın sabah İzmir’e ayak basıyorum. İzmir’e daha evvel 1998 yılıydı galiba, teknik gezide gitmişliğim vardı. Hep “Ankara ile İstanbul’un en iyi yönlerine sahip ikisinden de güzel..” diye diye beklentilerimi yükselttiklerinden midir, bilinmez, ne yazık ki hiç beğenememiştim. Hatta etrafa en güzel yerini sorup Karşıyaka cevabını alınca orayı da denemiştik ama olmadı işte. Zevk meselesi sonuçta. Bu seferki gidişimdeki maksat, uzun zamandır görmediğim çok sevdiğim Hanife Yengemi görebilmek. Hanife Yengem, anneannemin merhum kardeşi Murat Dayımın eşi. Murat Dayım ben 12-13 yaşlarındayken vefat etti. .. Masmavi gözleri, çok güzel bir sesi vardı, onunla ilgili hatırladıklarım hep kesik kesik ama bir ikindi vakti güneşinde, hep çocuk neşesiyle dolu… Allah rahmet eylesin. Hanife Yengem ile sık görüşemesek de, çok severiz birbirimizi, bir gidip hatrını sorayım istedim, son zamanlarda ne yazık ki sağlığı biraz bozulmuş
Özgür Sunay’a Hamiş : Bu gelişimde bir sürpriz yapacaktım ama olmadı..