Geçen gün, fullerene’lerin babası, 1996 Nobel Kimya ödülü sahibi Richard Smalley’nin öldüğünü öğrendim (1943 – 28 Eylül 2005). Komik, kafa bir adama benziyordu, fullerene’lere olduklarından fazla ilgi gösterilmesine (nanorobotlar dünyayı ele geçirebilir mi? 8) karşıydı. En çok takdirimi, buluşlarına kendi isimlerini değil, bir fizikçinin ismini bile değil de, seneler evvel benzeri kafes yapıları hayata geçiren mimar Richard Buckminster Fuller’in adını vermeleriyle toplamışlardı. Toprağı bol olsun…
Bu arada, evvelsi gün, sonunda makaleyi her şeyiyle bitirip, editöre gönderdik (journal of nanoscience and nanotechnology), hayırlısı olsun. Artık önümde optimizasyon ve üretim kodlarını yazmak kaldı, bir an önce o işi de bitirebilirsem ne mutlu bana. Geçen haftaki yeterlilik sınavı sonuçları açıklandı: Barış ile Sezen geçmişler ama sınava giren 15 kişiden 5’i kalmış ne yazık ki.
Dün, rektörlüğün gönderdiği maillerin birinde Matsumae bursundan bahsediliyordu. Her yıl seçilen 20 kişi Japonya’ya gönderiliyor ve 3 ile 6 ay arasında bir süre için ayda 200.000 Yen yardım yapılıyor oradaki çalışmaları için. Biraz araştırdıktan sonra bana uygun bir yer olarak Waseda Üniversitesi’ni buldum, oradaki bir profesör grafit tabakalardaki beşgen ve yedigen bozulmaların etkilerini araştırıyormuş. Deneysel ama olsun, konu yine carbon nanotüpler. Burs için başvurmayı düşünüyorum. İşler yolunda giderse, bursun süresi bittikten sonra da Waseda’ya -ya da Japonya’da başka bir yere- gitmeye devam ederim.. böyle bir şeyler işte