Kar Wai Wong’un acapella düşleri…

(aka I shall play you the song of my people*)

Akşam otururken dilime California Dreamin’ takıldı, ama Chungking Express’i peşinden sürükleyerek. El mahkûm, YouTube sağolsun, bulduk, oynattık.

Anneler ve Babalar – Kaliforniya’yı Düşleme’
Okumaya devam et “Kar Wai Wong’un acapella düşleri…”

Bahar’a. İki topal.

Lindsey Buckingham’la Stevie Nicks’in son efso kavgasından sonra bir daha olur mu olmaz mı derken Christine McVie 2022’nin kasım ayında öldü. Bu aralar Bahar’ın kulaklarını çok çınlatıyorum (Şu günlerde içkiye düştüm, ondan mıdır bilmem, / Daha çok seviyorum Cansever’i, Uyar’ı, Can Yücel’i / Bir de Fethi Naci’yi, ve elbet Mustafa Kemal’i Cemal Süreya, Oteller Hanlar Hamamlar için Sürekli Şiir). Onun bir serisi vardı güzelonlu’da, “Sen bana bakmıyorken”. Geçen gün çok güzel bir tane buldum tam oralık, ama orayı ne kadar aradıysam da -sanırım- bulamadım. Bunu buldum ama bu tam değildi sanki seri yapmıştı, örneğin Marianne Faithful Mick Jagger’a bakmıyorken, Alain Delon’a bakıyorken.

Lindsey Buckingham ona bakan Stevie Nicks’e bakmıyorken…
Okumaya devam et “Bahar’a. İki topal.”

Soft Analog, beni saran bir boşluk

Bugün Soft Analog’un canlı kayıt EP’si çıktı, şu saniyelerde onu dinliyorum. Son bir yıldır dark wave yanım -Ege’nin de desteğini yadsıyamam- epey depreşti. Geçen (evvelsi) gün, kahve saati yaparken Ege sağolsun, birkaç grup önerdi: Övünç Dan’ın Kana Kana projesi de onlardan biriydi. Akşam evde bulaşık yıkarken, daha detaylı dinlerken, bir anda tanıdık bir şarkı başladı. Eşlik edebiliyor fakat şarkıyı çıkaramıyordum ama sonra bir anda aydınlandım: Dr. Skull’ın “Güneşin Sesi”ni coverlamış meğerse. Bir anda yüzyıllar (30 yıl civarı) öncesine ışınlandım, güzel oldu, iyi geldi. Herkesin spotify’yı olacak değil a, klip de hazırlamış vaktiyle, YouTube’den gelsin ozman:

Okumaya devam et “Soft Analog, beni saran bir boşluk”

Hold Me, Thrill Me, Kiss Me

Kafamda Zooey’nin donuk sesiyle She & Him’in “Hold Me, Thrill Me, Kiss Me” cover’ı gidiyor ama birkaç gündür kulağımda bambaşka bir şarkının başlangıcı vardı. Bir oyun müziği gibiydi (Gods – Into the wonderful? / Xenon 2 – Megablast? Speedball 2?) en nihayetinde bir saat kadar önce yatınca Midnight Resistance‘ın müziği olduğuna kanaat getirip uyuyordum ki, işte o anda dipten ve derinden (biraz da zorlamayla) aslında aklıma takılan şarkının Bombay Bicycle Club’ın “Eat, Sleep, Wake (Nothing But You)”su olduğunun ayırdına vardım (aka “aydım”).

Okumaya devam et “Hold Me, Thrill Me, Kiss Me”